Başka Hikayeler,  Kitaplar

Gaston – Bir karışıklık hikâyesi!

Evlat edinme başvurumuzdan sonra konuyla ilgili bulabileceğim her kitaba ulaşmaya çalıştım. Bir şekilde bu temaya yer verdiğini öğrendiğim çocuk kitaplarından biri de Gaston’du. Hemen edindim tabii ki… Bugünlerde Enes’in gözdesi. Günde beş kere bile okusak altıncıyı istiyor. Çizimleriyle çok sevimli bu kitapta kapakta da belirtildiği gibi bir karışıklık hikâyesi anlatılıyor.

Gaston, modadan anlayan, zarif kaniş ailesinin bir üyesi olarak onlardan görünüş ve tavır olarak hayli farklıdır. Yine de annesi Bayan Süslü Kaniş’in kalbinde tam bir kabul ile bulunmaktadır.

Güzel bir bahar günü Bayan Süslü Kaniş “gurur duyduğu yavrularını herkes görsün” diye parkta bir gezintiye çıkarır yavrularını. Şaşırtıcı bir şey olur:

Bayan Sarıfularlı Buldog ve dört yavrusuyla karşılaşırlar ki yavrulardan Lili tıpkı kanişlere benzemektedir, Gaston’un buldoglara benzediği gibi… İki anne durumu inceleyip uzun uzun düşünürler. Belli ki yavrular hastanede karışmıştır. Ama şimdi ne yapacaklardır? Düşünüp taşınır, nihayet Gaston ve Lili’ye bırakırlar kararı.

Onlar da farkındadır karışıklığın. Her iki yavru köpek de bir kardeşlerini bir de kendilerini incelerler. Gaston kanişler gibi zarif -elinden geldiğince-; Lili ise buldoglar gibi kaba sabadır. Davranışları kardeşlerine benzese de görünüşleri çok farklıdır. Karar vermek zor olsa da eve dönme zamanı geldiğinde Gaston buldoglarla, Lili de kanişlerle gitmeye karar verir.

O akşam her iki evde de ciddi uyum sorunları olur: Lili kanişlerin kibarlığına alışamaz, Gaston da buldogların kaba oyunlarına… Anneler de alışamaz bu yeni duruma: Bayan Süslü Kaniş Gaston’u özler, Bayan Sarıfularlı Buldog ise Lili’yi…

Ertesi gün her iki aile de parka, bu karışıklığı düzeltmeye koşarlar.

O günden sonra bu iki aile her gün parkta buluşup oyunlar oynar, birbirlerine bildiklerini öğretirler. Yıllar sonra Gaston ve Lili evlenirler ve yavrularına “nasıl olmak istiyorlarsa öyle olmalarını öğretirler”. “Kendin olmaktan daha güzel ne olabilirdi ki!”

Hikâyeyi uzun uzun yazdım ki yorumlarım daha kolay anlaşılsın. Evvela hikâyenin başlangıcı itibariyle bu kitabın evlat edinme ile ilgisinin olmadığı ortada. Zira her iki anne köpek de karışıklığın farkında olmaksızın yavruları büyütüyorlar, gerçek ortaya çıkana kadar. Yani ortada bilinçli bir evlat edinme tercihi yok. Ama biyolojik ve kalbiyolojik aile farklarını ele aldığı da gözden kaçırılmamalı.

Beğendiğim çok şey var bukitapta: Mesela hem Gaston’un hem de Lili’nin kardeşlerinden bütün farklılıklarına rağmen, annelerinden hüsnükabul ve koşulsuz sevgi görmeleri çok güzel. Bu tutumları, her iki annenin, yavruları istedikleri aileyi seçebilmeleri için özgür bırakabilmelerini sağlıyor. Ne Bayan Süslü Kaniş ne de Bayan Sarıfularlı Buldog “Hayır asla yavrumu vermem!”, “Doğurduğum benim yavrumdur!” ya da “Hem büyüttüğüm hem de doğurduğum benimdir, dolayısıyla ikisi de benim olmalıdır!” demiyor. Çocuklarının mutluluğu ve iyiliği için onların kalbine ve kararına güvenmeyi seçiyor iki anne de. Çok güzel! “Benimle olmasa da o iyi olsun, mutlu olsun!” diyebilmek kolay bir şey değil. Daha güzel olan şey, bu iki ailenin irtibatı koparmaması, iki annenin özverili çabasıyla, emeğiyle adeta kardeş olması… Her gün dört çocuğunu toplayıp parka gitmek gerçekten emek isteyen bir iş (Biz burada bir tanecik bebeyi parka indirince yoruluyoruz bazen :D)

Kitap böylece bizi biz yapanın ne olduğuna dair düşüncelere salıyor insanı. Ben bu kitabı anne gözüyle okuduğum için bizi biz yapanın biraz da bize sunulan koşulsuz sevgi, güven ve saygı olduğunu düşünüyorum. Fırsat verilirse, engel olunmazsa biz ancak biz olabiliyoruz.

Gaston – Bir karışıklık hikâyesi
Yazan: Kelly Dipucchio
Resimleyen: Christian Robinson
Çeviren: Melike Hendek
Peason Yayınları

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir