Bizim Hikayemiz

Bekleyiş

Başvurumuzdan itibaren süresi belirsiz bir bekleyişe durmuştuk. Elbette ara ara soruşturuyor, daha ne kadar bekleyeceğimizi tahmin etmeye çalışıyorduk. Ama bekleyişimiz hiçbir zaman coşkulu ve hareketli olmamıştı.

Yıllardır sadece arkadaşlarımın çocuklarına hediye almak için girdiğim, eğreti eğreti gezip bir an önce işimi halledip çıktığım bebek mağazalarına bile gitmedim o süreçte. Alıcı gözle bile bakmadım hiçbir bebek eşyasına.

Sekiz-beş memur hayatlarımıza devam ederken, Biber’i okşar severken, günleri birbirine bağlayıp üstüste yığarken bekliyorduk oğlumuzu, beklemiyor gibi.

Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırır beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bahattin Karakoç

Kimselerin haberi yoktu bizim bekleyişimizden. Sadece ailelerimiz ve birkaç dost… Hiçbiriyle de bekleyişimiz hakkında konuşmamıştık hiç. Sadece başvurumuzdan haberdarlardı.

Bekleyişimiz, yüzü donmuş bir nehir gibi derinden ve saklı akıyordu.

Evimizin ortasındaki o kocaman çukura taptaze bir fidan dikmiştik. Ama ümidim coşmasın diye, belki yavrumuz henüz doğmadan ve bize gelmeden üzerine beklentilerimi, hayallerimi yığmış olmamak için korka korka bakıyordum ona. Üç yaşımdayken çok hayal kurduğum için Alice der, takılırlarmış bana annemgil. Otuz yaşımdayken ise artık sadece oğluma sunacağım kucağın onun Harikalar Diyarı olup olmayacağını merak ediyordum. Ona, ikimize yada ailemize dair bir hayal kurmaktan imtina ediyordum. Serde de birazcık öğretmenlik var ya, hiçbir hayal, hiçbir beklenti ile oğluma bir kalıp yaratmak istemedim zihnimde.

Yine de beklemez gibi beklerken sanki oğlumla aramızdaki bağı kurarmış gibi bir battaniye örmeye başladım. Sembolik bir değeri vardı gözümde battaniyenin. Onu sarıp sarmalayacak bir sevgi göstergesi olacaktı fikrimce. En güzel olsun diye ördüm söktüm, bir daha ördüm, bir daha söktüm. İlmek ilmek dua ettim. Ama battaniyem bitemedi, yetişemedi. Oğlum, onun için tek somut hazırlığım olan battaniyesi bile bitemeden bize geldi.

Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Bahattin Karakoç

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir