Nasıl süt anne oldum?
Doğurmamış bir kadının da süt anne olabileceğini ne zamandır biliyordum emin değilim. Ama evlat edinmeye niyetlendiğimiz zamandan beri “keşke ben de süt anne olabilsem” diye ümit ediyordum. Oğlumuzu beklerken sıramızın tek tek ilerleyeceğini, dolayısıyla oğlumuza kavuşma vaktimizin yaklaştığını bileceğimizi sanıyormuşuz ki bütün o süre boyunca ona nasıl süt verebileceğime dair tek bir araştırma, soruşturma bile yapmamıştım. Hele sıramız biraz ilerlesin derken derken ertelemiştim bu işi. Enes’imize kavuşmamız o kadar ani olmuştu ki ilk haftalarda tek derdim onun düzenine ayak uydurmak, onu alışık olduğu şekilde doyurabilmek, uyutabilmek, temizleyebilmek ve alışık olmadığı kadar sevmekti. Dolayısıyla sadece oğluma ve aramızdaki iletişime odaklandığım birkaç hafta boyunca süt vermenin peşine düşmedim. Zaten o arada halası…
Seni çok sevdik süt oğlan!
Süt hısımlığı yada süt akrabalığı bir kadının kendisinden doğmamış bir bebeğe süt vermesiyle oluşan ve İslam’a göre mahremiyet açısından tarafları biyolojik akrabalarıyla aynı duruma getiren çok özel bir ilişki. Evlat edinmeye karar verdiğimizde yavrumuzla süt hısımlığı kurmak için de ümitliydik. Zira fıkıhçıların evlat edinmenin önünde engel olduğunu belirttiği mahremiyet sorununu süt akrabalığı kurarak çözmek mümkün. Doğurmamış, hatta başından hamilelik geçmemiş kadınların bile Allah’ın izniyle süt anne olabildiklerini biliyordum. Bunun bana da olmasını niyaz ediyordum. Öte yandan biz başvuru yaparken hem benim kardeşimin hem eşimin kardeşinin beklediğimiz yavruya süt verebilmeleri muhtemel görünüyordu. Tabii bebeğimiz erkek olacağı için, benimle mahremiyet sorununu çözebilmemiz için, benim kardeşimin süt vermesi çok önemliydi (süt teyze olacaktım).…
“Evlat mı edinsek?”
Önceki yazıda niyet ettikten sonra birkaç gün içinde bilgi almak için kuruma/koruyucu aile birimine damladığımızı anlatmıştım: “Koruyucu aile mi olsak?” Koruyucu aile olma niyetiyle gittiğimiz hâlde, görüşmeden sonra kendimize dair şüphelerimiz olmuştu, koridorda şaşkın, darmadağınık, kaybolmuş bir vaziyette oturakalmıştık. Orada öyle düşünüp düşünüp içinden çıkamayınca, “Madem buraya kadar geldik, evlat edinmeyle de ilgili bilgi alalım hele. Sonra uzun uzun düşünürüz gene.” dedik. Evlat edinme birimine darmadağınık kafalarla girip bilgi almak istediğimizi söyledik. Sorumlu kişi en önce “Kimliklerinizi alayım.” dedi. Hemen verdik. Ne düşündük bilmiyorum. Bilgi gizliliğini sağlamak için bizi henüz bilgi edinme aşamasında kaydettiklerini sanıp makul bulmuştuk belki de. Emin değilim. Adam, bize başka bir şey demeden bilgisayarında tıkır tıkır…