• Bizim Hikayemiz

    Hayatımızın Biber’i

    Kedileri her zaman sevmişimdir. Yine de “bir gün kedim olsun” diye düşündüğümü hatırlamıyorum. Ama oldu işte, oluverdi. Bir ahbap henüz aldığı kedisini vermeyi teklif etti ve o gün karar vermem gerekti. Eşimle istişare edeyim hele, deyip birkaç saat erteleyebildim. Önceden Leblebi ve Badem adında çok şakrak, çok sevimli kanaryalarımız olmuştu. Badem’in beş yıl sonunda çırpına çırpına can verdiği gün eve bir daha hayvan almama konusunda kesin bir karar vermiştik. Fakat söz konusu bu yavru kedinin acilen bir yuva bulması gerekiyordu. Yapabildiğimiz kadar enine boyuna düşündük eşimle. İkimiz de bunun ölüme kadarlık bir karar olduğunun farkındaydık. Bizi sınırlayacağını, özgürlüğümüzü kısıtlayacağını biliyorduk. Onunla kuracağımız bağın bize sorumluluklar yükleyeceğinden emindik. Bütün bunlara rağmen…

  • Genel

    Evlat Edinmek Caiz Midir?

    Özellikle dindar insanların evlat edinmek konusunda aklına ilk düşen sorulardan birisi bu. Ne yazık ki bu soruyu soran insanların içinde kaldığı bir ikilem var: Bir yanda evlat edinilecek çocuklara (hatta bazen kendilerine) dair bir aciliyet ve şefkat duygusu, bir yanda da dini olarak bu işin mümkün olmadığına hatta yasaklanmış olduğuna dair düşünce. Bu konuda yazılanlara, konuşulanlara bakıldığında kafanızın karışmaması, canınızın sıkılmaması mümkün değil. Bizimse kafamız ve içimiz oldukça rahat. Uyguladığımız çözümü kısaca ifade edelim. Evlat edinmenin dinen üç sakıncası olabilir. Olabilir diyorum, çünkü bu sakıncaların hepsi kolaylıkla ortadan kaldırılabilir, yeter ki bir yavrunun yetimliğini ortadan kaldırmayı gönül istesin, bahane üretilmesin. Sakınca – Mahremiyet: En çok öne sürülen sakıncalardan birisi bu.…

  • Bizim Hikayemiz

    “Evlat mı edinsek?”

    Önceki yazıda niyet ettikten sonra birkaç gün içinde bilgi almak için kuruma/koruyucu aile birimine damladığımızı anlatmıştım: “Koruyucu aile mi olsak?” Koruyucu aile olma niyetiyle gittiğimiz hâlde, görüşmeden sonra kendimize dair şüphelerimiz olmuştu, koridorda şaşkın, darmadağınık, kaybolmuş bir vaziyette oturakalmıştık. Orada öyle düşünüp düşünüp içinden çıkamayınca, “Madem buraya kadar geldik, evlat edinmeyle de ilgili bilgi alalım hele. Sonra uzun uzun düşünürüz gene.” dedik. Evlat edinme birimine darmadağınık kafalarla girip bilgi almak istediğimizi söyledik. Sorumlu kişi en önce “Kimliklerinizi alayım.” dedi. Hemen verdik. Ne düşündük bilmiyorum. Bilgi gizliliğini sağlamak için bizi henüz bilgi edinme aşamasında kaydettiklerini sanıp makul bulmuştuk belki de. Emin değilim. Adam, bize başka bir şey demeden bilgisayarında tıkır tıkır…

  • Bizim Hikayemiz

    Niyet

    Beraberliğimizin başından beri anne baba olmak, her zaman gündemimizdeki en önemli konu olmadı. Uzun yıllar boyunca çeşitli sürelerde isteme, istememe, bekleme, vazgeçme dönemleri yaşadık bir evladımızın olması konusunda. Kimi zaman evimizde misafir bile ağırlayamayacak kadar çok meşguldük, kimi zaman hayale kapılıp çocuk odası için alışveriş listeleri hazırlayacak kadar heyecanlı…  İnsan kalbi, fıtratı gereği sürekli halden hale geçiyor. Ama toplumun beklentisi asla değişmiyor.  Anne baba olmaya dair ne düşündüğümüzü, ne hissettiğimizi, ne yaşadığımızı bilmeden, sormadan, umursamadan inanılmaz uzaklıktaki insanlar bile bir an önce “çocuk yapma”mız gerektiğine dair beklentilerini çeşitli yollarla iletip duruyorlardı, neredeyse nişanlılık dönemimizden beri. Önceki cümledeki her kelime grubunun ne kadar can sıkıcı ve sinir bozucu olduğunu aslında herkes…

  • Bizim Hikayemiz

    Başlarken…

    Dil, ilginç bir araç. Büyüleyici. Sesleri, kelimeleri peş peşe sıralıyoruz ve bir anlam ortaya çıkarıyoruz. O dili bilen herkes aynı şeyi anlıyor. Üstelik bu kanal sayesinde sadece aynı zaman diliminde olduklarımızla değil, bizden çok öncekilerle de ilişki kurabiliyoruz. ‘Çocuk’ ve ‘yapmak’ kelimelerini ne kadar uzun zamandır birlikte kullanıyoruz acaba? ‘Çocuk’, ne zamandan beri ‘yapılabilen’ bir şey olarak görülüyor? Peki, çocuk gerçekten yapılabilir mi? Yani mesela, yemek yaptığımız gibi çocuk da yapabilir miyiz?  Hayır.  Hayır.  Hayır. Biz çocuk yapamayız.  Çünkü çocuk, bir insandır, nesne değil. Kıvamına, şekline, özelliklerine biz karar veremeyiz her ne kadar uğraşsak da. İnsanı insan yaptığı düşünülen zihin, akıl, ruh gibi nitelikler konusunda hiçbir dahlimiz olamaz, olamıyor. Çünkü biz de…