Bizim Hikayemiz

Fil Anne

Korkular, umutlar, endişeler, heyecanlar kalplerimizi hâlden hâle geçirirken zaman da akıp gitti. Hayatımız da aynı kalmadı hiç. Güzel zamanlar da oldu, zor zamanlar da… Bir kez karar vermiştik ya sanki gerisi çok basit, önemsiz, herhangi bir zamanda yapıvereceğimiz bir iş gibi görünüyordu. Kuruma bilgi almaya gittiğimiz o ilk gün evlat edinme başvurusu için gerekli evrakın yazılı olduğu listeyi de almıştık. İki sene boyunca eşim o listeyi cüzdanında taşıdı. Ama bir türlü yapamadık. Listeyi tamamlamadık. İki kocaman sene… Hep bir şeyler oldu ve “Şu bitsin hele…”, “Bunu bir atlatalım inşallah…” dedik durduk.

İki sene boyunca evlat edinme kararı beynimizin kıvrımlarında, kalbimizin odalarında bir köşede öylece kaldı. Bu süreçte birkaç araştırma denemesi, evlat edinmiş başka aileler bulmaya çalışma gibi çok zayıf eylemlerden ötesini yapamadık.

Böyle büyük bir kararı verebilmişken iki sene hiçbir şey yapmadan yerimizde saymamız çok ilginç. Tamam, bu iki senenin biri benim ömrümden on yıl koparıp aldı gibi geliyor ama yine de üç beş evrakı toplamak için neden o kadar oyalandık bilmiyorum.

Bunun da üstünden iki seneden fazla zaman geçti şimdi ve artık hissediyorum ki biz o zaman Enes’i bekliyormuşuz.

Bir yerde okumuştum, canlılarda en uzun hamilelik süresi filinmiş (Google şimdi dedi ki Asya fili gebelik süresi 616 günmüş). Ben de Enes’e bir fil gibi hamile olduğumu söyleyebilirim bu hesapla. Bir farkla; ben yavrumu (hep) kalbimde taşıdım.

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir