
Doğurmadığını unutmak
Tanım: Muhtemelen sadece başına gelenlerin anlayabileceği tuhaf fenomen
İnsan nisyanla maluldür, derler, hiç duydunuz mu? Unutur yani insan… Her şeyi unutabilir. Somut hatıralar hafızamızı canlı tutabilir, sanıyoruz. Ama her şeyi ömrü var: Doğan büyüyor, yaşayan ölüyor, yeniler eskiyor, diriler soluyor. En çok ve en çabuk da anılar soluyor. Bunun böyle oluşunun güzel bir tarafı da var elbette. Unutmak rahmettir, eğer bir acı unutulmuşsa.
Anne olmadığım o uzun yılları unuttum ben en önce. Nasıl yaşıyormuşum öyle can kuşumsuz, sessiz sedasız bir evde? Şimdi Enes’in cıvıltısı nasıl da dolduruyor her odayı. Hesapsız şükür…
Enes yokken de bu kadar büyük müydü kalbim, unuttum. Öyleydiyse onun boşluğunu neyle dolduruyormuşum, hatırlamıyorum.
Hatırlamakta zorlandığım bir diğer şey de nasıl kavuştuğumuz, onu nasıl beklediğimiz, o süreçte yaptığımız resmi işlemler… Artık önemi olmayan bir dolu şey…
Unutmakla ilgili en çok güldüğüm, keyfini çıkardığım şey doğurmadığımı unutmak oluyor. Bunun ilkini Enes 3 yaş civarındayken yaşamıştım:
Konuşurken Enes’in uzun boylu oluşunu bize nispetiyle açıkladığımı fark edince gülmüştüm. “Anası uzun, babası uzun…” derken gafletim komik gelmişti kendi kulağıma.
İkinci kez ise birkaç gün önce oldu:
Enes odasında yatıp uyumayı beklerken benim de civarda olmamı (tercihen karşı odada çalışıyor olmamı) istiyor. O gün de yorgundum, odamda dinlenmek niyetindeydim. Odasından sesi titreyerek seslendi:
“Anneee… Ders çalışmıycak mısın?
Bezginlikle kendi kendime mırıldandım:
“Bu da göbek bağını kesemedi gitti!..”
Cümle biter bitmez ne dediğimi fark edip kendi kendime gülme krizine girdim. Bir kez daha, onu benim doğurmadığımı unutmuştum. Hiç hatırlamadığım gibi, aklımdan tamamen uçup gitmişti.
Onu ben doğurmuş olsaydım da bunu hatırlar mıydım, bilmem mümkün değil. Ama muhtemelen o durumda da yavrumu benim doğurmuş olmamın bir anlamı kalmazdı.
“Sen benim en sevdiğim annesin!” diye iltifat eden oğulcuğumun kalbindeki yerimden çok memnunum. Önemli olan da bu. Gerisi uçup giden anlardan ibaret.


