
Başvuru: Onaylanabileceklerden miyiz?
Evrakımızı tamamladığımızda başvuru için hazırdık. Bilemiyorum, önceki yazılarda ne kadar ifade edebildim ama başvuruya kadarki süreçte pek çok psikolojik sınavdan geçtiğimizi hissettik. Sanki kararlılığımız, metanetimiz test ediliyordu. Yine de hiçbiri başvurunun kendisi kadar zor olmamıştı.
Olayın somut tarafı şöyle oldu: Dosyamızla beraber kuruma, sosyal çalışmacımıza gittik. Evrakımızı aldı, bizimle tercihlerimiz ve durumumuz hakkında konuştu. Dosyamızı kurula sunulmak üzere hazırladı. Sürecin devamıyla ilgili bilgi verdi. Kurumdan ayrıldık.
Olayın bir de benim evrenimde algılanan tarafı vardı ki o da şöyle oldu: İki sene önce kuruma ilk kez gittiğimizde görüştüğümüz, aceleci ve dümdüz tavrından incindiğim ‘derhal adam‘la muhatap olduk. Ne çocuğa ne de orada bütün hassas duygularıyla var olan bize karşı azıcık bir incelik, birazcık merhamet bile göstermedi. O dosyayı hazırlayana kadar belki üç defa oradan çıkıp gitmek ve her şeyden vazgeçmek istedim.
Sonrasında başvurumuz önce ildeki kurulda, sonra da kurulun görüşüyle birlikte gönderildiği ilgili bakanlıkta değerlendirildi ve onaylandı. Bir sıraya dahil edildik ve esas bekleyişimiz başladı. Böylece haftalar, aylar geçerken ‘derhal adam’la başka görüşmelerimiz de oldu. Nihayet bir gün fark ettim ki o benim canımı acıtmak için değil, bir yavruyu koruyup kollamak için öyle davranıyordu. Beni inciten tavırlarının belki de önceden kurgulanmış bir çeşit stres testi olabileceğini bile düşündüm. Hatta bir noktada böyle davranmasını makul bile buldum. Çünkü dosyamızı değerlendiren, başvurumuz hakkındaki kararı veren o olmayacaktı. Belki kurulda bizim hakkımızda çok olumlu bir görüş bildirecekti. Yine de başvurumuzun reddedilme ihtimali vardı. Bu durumda bize umut verici bir sıcaklıkla muamelede bulunması doğru olmazdı. Bunları anlıyordum ama yine de kalbim ince ince sitemliydi, yine de “birazcık olsun, sıcak değilse bile ılık davransaydı n’olurdu?” demekten kendimi alamıyordum.
Doğurmadan ebeveyn olmanın böyle bir handikabı var işte: Onaylanmanız gerekiyor. Bu onay için de yüreğinizi söküp kanlı canlı ortaya koyuyorsunuz ki iyice baksınlar, tam olarak görsünler.
Tamam, baksınlar ama niye mıncıklıyorlar, içini yarıyorlar, çekiştiriyorlar…
Kolay değil. Zor. Üstelik bu daha bir şey değil.
Bakalım, çocuğumuz da bizi onaylayacak mı?

